Hakkında

Fay Hattında Bisikletle 2 bin 500 Km

“Konuya Doğal Afetler” ile başlayalım. Aslında hem doğal, hem de afet, sözcüklerini bir arada kullanmak, depremin doğallığıyla değil, ancak Doğa’nın olağan akışı karşısında yapmış olduğumuz hatalı seçimlerin sonuçlarına katlanmak noktasındaki isteksizliğimiz ve vurdumduymazlığımızla açıklanabilir. Doğal sözcüğünü, doğa ile ilgili olarak kullanıyorsak, bu doğru bir başlangıç yapmak için kabul edilebilir. Ancak “doğal”ı, olağan anlamında kullanıyorsak bu algı “afet” olgusundan çok daha tehlikeli. Çünkü bu algı, bizi öngörülebilir tehlikelere karşı önlemler alma noktasında hareketsiz kılan çok kaderci bir algı. Zira kader, tamamen öngöremeyeceğimiz ve asla değiştiremeyeceğimiz bir olgu. Temelsiz bir evde oturmak, binlerce yıllık dere yatağına konut kooperatifi kurmak, yamacına yerleşilen tepedeki ağaçları kesmek, sonuçları düşünüldüğünde “kader” olabilir mi

Doğa yanar, sular altında kalır, depremlerle kırılır, volkanlarla kül olur ve o küllerinden tekrar canlanır. Bizim bu olguları “Felaket” olarak adlandırmamız, tamamen doğal olayları anlama ve gerekli önlemleri alma noktasındaki yetersizliğimizden kaynaklanıyor. Doğanın kendi döngüsü içerisinde meydana gelen olaylar felaket değildir. Asıl felaket, dere yatağına ev yapmak, güvensiz evler inşa etmek ve ormanları yok etmektir. Bir orman eko sistemi yüzlerce, binlerce yılda oluşuyor. Yani ağaç dikmek çok olumlu bir davranış olsa da, bilinçsizce yok edilen bir yere çokça ağaç dikmek ne yazık ki orayı orman yapmıyor. İşte bu sebeple Fay Hattı yalnızca deprem gerçeği ile değil, susuzlukla ya da suyun kontrolsüz bir güce dönüşmesiyle de ilişkili bir proje. Bu proje erozyonla, ormanların bilinçsizce yok edilmesiyle ve yer altı sularının plansız ve programsız kullanılması sonucunda önümüzdeki elli ila yüz yıl içinde yaşanacak çölleşme ile ilgili bir proje. Özetle Fay Hattı, bizim artık doğayla daha barışık yaşamaktan başka seçeneğimiz olmadığını ifade etmek için kullandığımız bir metafor, bisikletle başladığımız bu yol hikayesi ise insanlığın yoluna doğaya ve çevreye zarar vermeden, temiz enerjiye yönelerek devam etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Yakın tarihte yaşanan büyük depremler

  • 26-12-1939 Erzincan
  • 20-12-1942 Erbaa/Tokat
  • 26-11-1943 Ladik/Samsun
  • 01-02-1944 Gerede/Bolu
  • 26-06-1957 Abant-Bolu
  • 22-07-1967 Mudurnu/Adapazarı
  • 22-06-1971 Bingöl
  • 24-06-1976 Muradiye/Van
  • 30-10-1983 Erzurum
  • 13-03-1992 Erzincan
  • 17-08-1999 Gölcük/Kocaeli
  • 12-11-1999 Düzce
  • 23-10-2011 Van
  • ?